2 Ekim 2010 Cumartesi

Din-Vicdan Özgürlüğü ve İslamiyet

Yani İslamiyet’e göre dinde zorlama ve zorbalık yoktur. Yani bir insanı bir inanca zorlama İslam dışı bir harekettir. Aynı şekilde Kuran’da söylendiği üzere inanç zorla ile değil belki kesin kanıt ve kanaat ve itminan ile olabilir.
Peygamberimize vazifesinin sadece gerçekleri açık bir ifade ile duyurmak, olduğunu bildiren (Sana düşen yalnız duyurmaktır. 3-20,16-82.) Allah din özgürlüğünü en açık bir şekilde ifade etmiş, hidayete erdirmemenin sadece kendisinin elinde olduğun göstermiştir. Şimdi aklımıza takılan soru şu. Kur’an bu kadar apaçık bir şekilde din ve vicdan özgürlüğünü savunmasına rağmen neden savaşlar olmuş, Cihat denilen bir terim ortaya çıkmıştır.


Bu sorunu çözebilmek için Öncelikle İslam‘da savaş nedir? Savaş niçin yapılır? Gibi soruları cevaplandırmak gerekir. İslamiyet’te savaş, Müslümanların özgürlüğünü sağlamak, gerekirse Müslümanları özgürlüğe kavuşturmak, İslam’a davet özgürlüğünü sağlamak ve en önemli sebep olan Müslüman olan insanların din ve vicdan özgürlüğünü ve güvenliğini garanti altına almak denebilir. Peygamber zamanında yapılan tüm savaşların vatanlarını terk etmek zorunda kalmış Mekkeli Müslümanlar ve kardeşleri denebilecek Medineliler, Mekke’de bırakmak zorunda kaldığı evini çocuğunu malını korumak için yapılmış ve hatta ilk saldırı ve düşmanlığın Mekke Müşriklerin yaptığı aşikârdır.


Nitekim peygamberden barış veya güvence isteyen savaşçıları reddettiği en kazanılacak savaşlarda dahi barış isteyen düşmana barış imzaladığı, tarafsız veya üstte yazdığımız savaşma sebeplerinin herhangi birine uymayan kimselerle savaştığı görülmemiş, durup dururken herhangi ir kavime asker yolladığı görülmemiş savaş açmamıştır.


Hepsinden evvel bir insanın katlini bütün insanlığın katli ile bir tutan yüce dinimizde olduğu kadar herhangi bir düşünce akımı veya dinde böylesine bir din ve vicdan özgürlüğü mevcut değildir.

Hiç yorum yok: