14 Nisan 2009 Salı

Ramazan Orucunun Bozulması ve Kefareti

Oruç tutmaya niyetlenen kimselere borçtur oruç.Dolayısıyla hiçbir sebep bildirmeden mazaretsiz niyetlenmiş orucu bozmak büyük günahtır.Unutmamak gerekir ki orucun bozulduğu güne kaza edilmesi gerekir.Oruç her Müslümana Ramazan ayında farzdır.Orucu kasıtlı bozan birinin kaza ile birlikte bir de keffaret denilen iki kameri ay yani 60 gün aralıksız oruç tuması gerekir.

Oruca niyetlenmeyen yada niyetlenip de bozulan bir orucu sonradan günü gününe tutması gerekir.Bazen günlük hayatımızda da karşılaştığımız insanlar var normal bir şey miş gibi gayet rahatça orucunu bozabiliyor farkında olmadan da..Tüm müslümanlara farz olan bu orucu tutmak en büyük ibadet ve görevleridir.Kasden bozulan bir günlük Ramazan orucu yerine keffareti olarak iki ay aralıksız oruç tutması gerekiyor.

Mübarek Ramazan ayında herhangi bir özür bulunmaksızın oruç bozmak, büyük günahtır.Dolayısıyla Ramazan Ayının bu saygınlığını ihlal ettiklerinden dolayı bu ağır cezayla karşı karşıya kalmış olurlar ki, işte buna kefaret adı veriliyor.

Ayrıca keffareti sadece ödemek olarak algılamamız gerekir.Çünkü keffaret sayesinde onca fakir gözetiliyor, onlara yardımda bulunulması için önemli bir vesiledir.Günümüzde kölelik bulunmadığı için, öncelikle iki ay peş peş oruç tutulması oruca gğç yetşremeyecek durumda ise o zaman da normal olarak bir günde altmış fakiri yada bir fakiri altmış gün doyurmak suretiyle kefaret yerine getirilmesi gerekir.

Tabi ki bu keffareti yani cezayı yaşlılık zayıflık ve hastalıklardan dolayı yerine getiremeyen kimse, 60 fakiri sabah ve akşam olarak iki öğün doyurur.Doyurmak derken yedirmek kastıyla olacağı için yemek parasını fakirin eline vermekle de olur.60 fakir yerine bir fakiri 60 gün yedirmek de caizdir tabiki.

Unutmamamız gereken en önemli bir hususta oruç tutmaya bedeni gücü yetmeyen ve fakiri de doyuracak maddi gücü yetmeyen kimselerden keffaret cezası kalkar.Artık yapabileceği tek şey de Allah’tan af dilemek.

Hiç yorum yok: